29 EKİM BİLDİRİSİ
"Bizler, CUMHURİYETÇİ BİRLİK PLATFORMU üyeleri olarak, önümüzdeki 29 Ekim
2015 tarihinde 92. Yıldönümünü kutlayacağımız TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin, kurucu önderimiz büyük Atatürk’ün
cumhuriyetin genç kuşaklarına emanet ettiği çağdaş uygarlık çizgisinde,
ilelebet var olabilmesi için, uluslararası konjonktürün Türk ulusunu
içine sürüklemiş olduğu siyasal çıkmazdan Türk devletinin kurtulabilmesi
amacıyla, yeniden vatansever bir çizgide, milli mücadele görevine çağırıyoruz.
ABD, AB VE İSRAİL PROJELERİ TÜRKİYE'Yİ SARSTI
Küresel emperyalizmin işbirlikçi
ve mandacı bazı aydın kesimlerin aracılığı ile (11 Kasım 1938’den itibaren) ikinci
cumhuriyetçilik maskesi altında Türkiye’ye girmesi ve sermaye çevrelerinin dışa
açılma bahanesi ile böylesine bir dönüşümü desteklemesi yüzünden, Türkiye
Cumhuriyeti büyük bir siyasal çıkmazın içine girmiştir. ABD’nin
yönlendirmesiyle küreselleşme, Avrupa ülkelerinin öncülüğünde Avrupa Birliği ve
İsrail’in zorlamalarıyla Büyük İsrail projeleri, Atatürk’ün bizlere miras
olarak bıraktığı cumhuriyet devletini fazlasıyla sarsmış ve
zayıflatmıştır.
Soğuk savaş
yıllarında ABD-Avrupa Birliği ve İsrail üçgeninde bir batı emperyalizmi
kıskacına sokulan Türk devleti, çeşitli küresel ve bölgesel projelerin batı
dünyasından zorla dayatılması nedeniyle küçülerek tasfiye edilme aşamasına
getirilmiştir. Dış merkezli emperyalist oyunlara Türkiye alet olurken,
hegemonya peşinde koşan batılı devletler ve şirketler ile yakınlık içine
giren işbirlikçi ve mandacı kesimler, fazlasıyla zenginleşerek ülkenin yeni
patronu konumunda oligarşik bir düzen yaratmışlardır.
TERÖR OLAYLARI VE İÇ SAVAŞ YARATILIYOR
Eski NATO
komutanlarının dile getirdiği gibi, önümüzdeki beş yılda merkezi coğrafyadaki
on devletin yıkılacağı açıkça ifade edilirken, Türkiye’nin de Orta Doğulu
komşuları ile birlikte toplu bir yok olma senaryosuna feda edileceği
görülmektedir. Değişim kılığında öne sürülen yıkım projeleri ile her geçen gün
Türkiye Cumhuriyeti batılı emperyalist güçlerin daha fazla etkin konuma geldiği
bir yarı sömürge ülke durumuna getirilmiştir.
Dünyanın merkezi gücü olan
Osmanlı İmparatorluğu önce yarı sömürge konumuna getirilmiş ve daha sonra da
teslim alınarak tasfiye edilmiştir. Bugün aynı oyun Osmanlı sonrasında bir
ulusal kurtuluş savaşı verilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetine karşı
oynanmak istenmektedir.
Osmanlı
İmparatorluğu yarı sömürge konumundan kurtulabilmek için son yüzyılında büyük
modernleşme hamlelerine girişmiş ama dış müdahaleler yolu ile bunlar önlenerek,
merkezi imparatorluğun çöküşü gerçekleştirilmiştir. Dün merkezi imparatorluğu
çökerten batılı emperyalistler, bugün de Osmanlı topraklarında kurulmuş olan
ulus devletleri iç karışıklıklar ve savaşlar yaratarak ortadan kaldırılmaya
çalışmaktadırlar. Arap baharı girişimleri beraberinde yeni terör olayları ve iç
savaşlar yaratarak, bu yönde merkez ülkelerin tasfiyesini hızlandırmıştır.
KAPİTOKRASİLERİN DEMOKRASİLERİN YERİNİ
ALDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR
Uluslararası
gelişmeler doğrultusunda, reform isteyen ikinci cumhuriyetçiler, mandacı
işbirlikçiler, alt kimlikçi federasyoncular, ılımlı İslamcı görünen şeriatçılar
ile emperyalizm ve Siyonizm ile her türlü işbirliğine açık olan oportünistlerin
oluşturduğu hukuk dinlemeyenler koalisyonu üyeleri, ortaklaşa Atatürk’ün
çağdaş cumhuriyetine saldırmaktadırlar. Emperyalizmin desteklediği kayıt dışı
ekonomi sayesinde elde edilen sıcak paralar, mafya örgütleri sayesinde
yeraltı dünyasının ülkede daha da güçlenmesine yol açmıştır. Kaynağı belli
olmayan sıcak para trafiği ile Türkiye iyice sömürgeleştirilmektedir.
Bu kesimler ile işbirliği yapan
siyasal çevreler de, hem bu tür ilişkilerden paylarını almakta, hem de çıkar
ilişkisi içinde oldukları yeraltı dünyasına karşı hiçbir önlem almayarak bir
anlamda dolaylı destek vermektedirler. Küresel sermaye medya alanını bütünüyle
denetimi altına alarak kamuoyunda aykırı seslerin çıkmasına izin vermemekte ve
halk kitlelerinin eskisi gibi uyutulması misyonunu daha gelişmiş yöntemler ile
devam ettirmektedir.
Bir anlamda, dünya ülkelerinde
demokrasilerin halk egemenliğinden sermaye egemenliğine doğru kaydırıldığı ve
bu doğrultuda gündeme gelen sermaye egemenliği anlamında kapitokrasilerin
demokrasilerin yerini aldığı görülmektedir.
Bu kadar çok yönlü olumsuz
gelişmeler karşısında nüfusu seksen milyona yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti
devletinin silkinerek toparlanması ve kendine gelmesi gerekmektedir. Küresel
sermaye daha küçük devletler istediğinden bütün dünya, uluslararası terör
örgütleri aracılığı ile bir kargaşa ortamına doğru sürüklenmektedir.
Emperyalizmin desteğindeki terör örgütleri aracılığı ile bilinçli bir biçimde
kaos ortamı yaratılmakta ve kaostan sonra yeni bir düzen arayışı öne
çıkarılmaktadır.
Kentlerde gökdelenlerin yapıldığı
merkezi alanlardaki eski evler nasıl yıkılıyorsa ve gökdelenler aracılığı ile
geleceğin kent devletleri yaratılmaya çalışılıyorsa, benzer biçimde bölgesel
federasyonların oluşturulabilmesi için de, ulus devletler parçalanarak tasfiye
edilmeye çalışılmaktadır. Yeni demokrasi plân ve projeleri doğrultusunda
gerçekleştirilmeye çalışılan bu dağıtma operasyonunda emperyal güçler yerli
ortakları (dâhili bedhahlar, dönme, devşirme, etki ajanı ve kriptolar) ile
devletlere karşı savaş açmışlardır.
Bir anlamda
demokrasi adına sivil toplumlar öne çıkarılırken, diğer yandan da toplumlar ile
devletlerin (hafızaları silinmekte) geçmişten gelen bağları kopartılmaktadır.
Daha önceleri toplumlar kendi devletlerini kurarken, şimdi sivil toplumculuk
adına toplumlar kendi devletlerine karşı ayaklandırılmaktadır. Geleneksel
demokrasiler yeni demokrasilere dönüştürülürken, milletler sivil toplumlara
dönüştürülmekte ve bu yoldan devlet millet birlikteliği ortadan kaldırılmaya
çalışılmaktadır.
EMPERYAL PROJELER
Yunanistan
devleti, küresel emperyalizm modeline uygun olarak kurulan Yeni Demokrasi
partisinin uzun süreli iktidarları döneminde yarı sömürge konumuna düşerek
iflas ettirilmiştir. Türkiye’de de bir zamanlar iş adamları derneği başkanı
Yeni Demokrasi adıyla (Cem Boyner) bir parti kurmuş, boğazdaki zenginlerin
temsilcisi olarak ekonomi üzerinden devleti yönetmeye kalkışmış ama Anadolu
halkının sağduyusu nedeniyle yüzde bir oy bile alamamıştır. Para basma hakkı
elinden alınan her devlet piyasaya mahkûm edilirken, ekonomik oyunlar ile
tasfiye edilme aşamalarına getirilmektedir.
Bölgesel
para projesi yüzünden Avrupa Birliği, Büyük Almanya’ya dönüşmüş ve diğer
Avrupa devletleri piyasa üzerinden yönetilir hale getirilerek gerçek anlamda
bir devlet olma durumundan uzaklaştırılmışlardır. Yeni demokrasi adı altındaki
emperyal projeler, devletleri dağılma noktasına getirdiği gibi cumhuriyet
rejimlerini de çökme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti
böylesine bir emperyal projenin tehdidi altındadır.
Büyük
Atatürk’ün kurmuş olduğu çağdaş cumhuriyet rejimi ulusal ve merkezi bir konumda
geleceğe dönük yaşamını sürdürürken, dıştan kumandalı emperyal manipülasyonlar
yüzünden ilelebet payidar olamama tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle,
yeni demokrasi projelerinin çökerttiği Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar
yaşayabilmesi için, cumhuriyet rejimine tam anlamıyla sahip çıkacak, yeni bir
cumhuriyetçilik akımına acilen gereksinme bulunmaktadır.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin (kurucu önder Atatürk’ün Türk ulusuna hedef gösterdiği gibi),
ilelebet payidar olabilmesi için yeni bir cumhuriyetçilik (akımı, aksiyon ve
zihniyeti) gerekmektedir.
Putin’in yıllardır Rusya’yı büyük
bir devlet olarak yönetmesini sağlayan akım ve partinin adının “Rusya’nın
Birliği" olduğu dikkate alınırsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin de yeniden
doğarak güçlü bir biçimde yola devam edebilmesi için bir "Cumhuriyetçi
Birlik" hareketine ihtiyaç vardır.
Cumhuriyetçi
Birlik Platformu, bu gereksinmeyi karşılayabilme doğrultusunda yeni bir
cumhuriyetçi hareket olarak, Türk ulusunu “Cumhuriyetçi
Birlik” çatısı altında toplayarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin yirmi birinci
yüzyılda hak ettiği yere gelebilmesi için Kuvva-i Milliye’nin devamı olan
yeniden milli bir mücadeleye çağırmaktadır.
Cumhuriyetçi Birlik Plâtformu
Üye ve Aydınları Adına
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN
19 Ağustos 2015 Çarşamba
(Not: Bu bildiri, 22 Ağustos 2015
Cumartesi günü itibarıyla 53 Aydın tarafından imzalanmıştır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder